Nefret Etmekten Ne Zaman Kurtulacağız?

Geçenlerde n11 firmasının başına gelen bir olay beni bu konuda küçük bir yazı yazmaya sevk etti. Bilmeyen okurlar için kısaca bahsetmem gerekirse n11’in attığı bir reklam mesajında, müşterisini rahatsız etmemek için “siren çalmayarak mesaj attığını” söylemesi üzerine bu bir 10 Kasım düşmanlığı olarak algılandı ve medyada söz konusu e-ticaret firmasına tepki yağdı.

Faiz Oranları Piyasaları ve Dış Ticareti Nasıl Etkiler?

Bilindiği gibi ülkemizdeki tüm bankaların, merkez bankası nezdinde hesaplarının bulunması kanunî bir zorunluluktur. Merkez bankası bu hesaplara gecelik faiz öder, fon talep edenlere de belli bir faiz oranında kredi açar. İşte merkez bankası faiz oranları denen şey bunlardır: İlkine merkez bankası fonlama faizi (fonlama maliyeti) ya da politika faizi, ikincisine de merkez bankası borçlanma faizi denebilir.

Sorun Dolar mı, TL mi?

Ülkemizin içinden geçtiği döviz sorununun sıklıkla dolar üzerinden ifade edildiğini görüyorum. Bu da ekonomiye ilişkin konularda ülkenin genel kültür seviyesinin ne kadar düşük olduğunu ifşa ediyor. Bu yazımda bu söylemin sorunlu yönlerine değinip gerçek sorunun ne olduğunu anlatmaya çalışacağım.

Haksız Rekabet – 2

Bir önceki yazımda yasama gücünü kullanarak bazı firmaları sektör dışına itmenin haksız rekabete engel değil, bilakis sebep olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Aslında bu konu “korumacılık” başlığı altında iktisatçıların yüz yıllardır tartıştığı bir konudur. Adam Smith, David Ricardo ve Frederic Bastiat gibi klasik iktisat düşüncesinin önemli isimleri korumacılığın zararları üzerine mebzul miktarda yazıp çizerek -bana göre- konuyu tüketmiştir (Sağduyulu biri için Bastiat’nın “Mumcular Dilekçesi” adlı hicvi tek başına yeterlidir). Ben bu yazıda korumacılık politikalarının neden İslam’a da aykırı olduğunu anlatacağım.

Serbest Piyasa Düzensiz Piyasa mıdır?

Bu yazımda serbest piyasa kavramı üzerindeki ısrarlı bir yanlış anlama eğilimine değinmek istiyorum. Biz iktisatçıların serbest piyasa dediği şey pek çok insan tarafından kuralsızlığın, düzensizliğin ve keyfiliğin hâkim olduğu; tüketicinin aldatılmasına hayli elverişli bir piyasa gibi algılanmaktadır. Yalnızca ekonomi biliminden hiç haberdar olmayan birinden duyulsa doğal karşılanabilecek olan bu algı ne yazık ki bazı “konjonktürel iktisatçılar”, yani mevcut siyasî şartların nabzına gören şerbet veren sözümona iktisatçılar tarafından da paylaşılmaktadır.

Para Alerjisi

Geçenlerde paradan bahseden tuhaf bir yazı okudum. Yazar, bugünkü batı uygarlığına şekil veren antik yunan düşüncesinde “soyut akıl” fikrinin bir fetiş, hatta bir put haline getirildiğini söylüyor sonra da bu soyut akıl fikrinin temelini paraya bağlıyordu.

Eğitim Sorunu Değil, Devlet Sorunu

Tam ülkemizdeki eğitim sistemi ile ilgili bir şeyler söylemeye hazırlanıyordum ki Bengül Güngörmez hanımefendi çok iyi bir yazı kaleme aldı. Benim söyleyeceklerimi fazlasıyla içeren bu yazıya kendi alanım olan yönetim düşüncesi perspektifinden küçük bir katkı yapmak isterim.

Ötenazi mi, Destekli İntihar mı?

Geçtiğimiz yıl Belçika parlamentosunda çocukların ötenazi hakkına dair yasa teklifi kabul edildi. Kalıcı bir hastalığa sahip olan ve iyileşme ümidi bulunmayan (!) çocukların, ailelerinin onayıyla öldürülmesi yasallaştı. Bu yasa ile Belçika, ötenazi konusunda herhangi bir yaş sınırı bulunmayan tek ülke oldu.